14 Eylül 2023 Perşembe

katarakt ve perdeler

 Bir yanımda dopdolu yaşanmış sayfalar

Bir yanımda üst üste okunmamış kitaplar

Dünüm yarınım hep burada küçücük odamda

Susadım yoruldum ama aklım hayatta...


Şebnem'le Perdeler'i çıkardığında böyle aile, arkadaş doludizgin konuşmuştuk. O bana bambaşka halini göstermişti, ben şimdi bambaşka 'gözle' bakıyorum artık olaylara. 

Katarakt ameliyatı geçirdim. Kendi başıma. Minibüsümle gittim, midibüsümle döndüm.

Abime mesaj atmıştım öncesinde, hani bir yardımı olur da şaşar mıyız diye, eee cevap gelmediğine göre..

Arkadaş da istemedim yanımda nedense, bir tanesine sordum 'pazarı varmış'; ötekiler çoluk çocuk okul diyecek ben daha çok sıkılacam, vazgeçtim.

Sonunda kapağı eve sağ salim attık. İyiyiz. Benekli bile karşılamadı beni, horul horul uyuyordu.

Napçen gari.. 

Önüne bakacan. Bak artık gözün de açıldı, perdeler kalktı.

Sil baştan.


12 Ağustos 2023 Cumartesi

aşk insana dairmiş, pöh!

 Hayvan besleyenleriniz vardır mutlaka. Onların öpüşmelerine, cilveleşmelerine şahit olan da vardır.

Kuşlarınki meşhurdur, misal, bi başlarlar cikcccciikkk viiiikkkk kafanı yerler adamın. (Keşke ne dediklerini bilsek..)

Ben Mavişimin Pamuk'a nasıl seranad yaptığına tanığım. Yedi katlı apartmanı hiçe sayıp karda kışta Maviş'ine kavuşmak için mutfak penceresinde yürüyen Pamuk'u da bilirim. (destan destan.. bir nevi alaca kuş destanı; 7 kattan çakıldı ölmedi hesabı)

Nasıl seviştiklerine de şahidiz, o da bize kalsın. Ama nasıl ayrıldıkları, öpüşmeleri, yalanmaları, çocukları olan hem de çiftin, gururla vedalaşmaları... Oyyyy oyyy... 5 türkü yazılır.

O yüzden kimse bana masal anlatmasın. Ya da anlatsın; bizim bahçede adını erkek sanıp yanlışlıkla koyduğumuz -çünkü çok yırtıcıydı- Dexter her sene en az üç çocuk peydahlar. Eh, alıştık biz de her birini koruyup kollamaya, beslemeye büyütmeye çalıştık. Herbirine isim taktığımız oldu, erkek kedilerle kavgalara müdahil olduğumuz oldu.. Ama buna müdahale edemedik:

Dexter son aşkının meyvelerini apartmanın merdiven altında vermeye karar verdi. Malum, bahçede bir sürü erkek kedi var, burası da benim evim sayılır dedi, postu serdi. Onlar beni korur dedi.

Ben yavruların daha sesini duymamıştım, bakkal söyledi, aa bi baktım Dex incecik kalmış hırpalanmış, doğal olarak bir beslenme rutini başladı. Miyakları daha görmeden ertesi sabah paspasımda kaka rulosuyla tanıştım.

Hoş değil tabii. Kimse sevmez. Ama kedileri bunun için belediyeye şikayet etmeye değer mi?

Apartmanın kapısında hala bekleyen tekir aşığı var. O bize sığındı. Biz ellere verdik.



25 Mart 2023 Cumartesi

bir terk ediş/ediliş hikayesi

 Bu gece rüyama girdin. İnşaat.. Pansiyon.. Doktorun evi.. Neyin peşindesin yine Alaca?

Marmaris hep böyle değildi, oteller, moteller.. Sahilin arkasında dizi dizi bitişik 'deprem evleri' dedikleri (Fethiye depreminden sonra yapılmış) pansiyonlar vardı. Bahçelerinde çiçekler, arkada mısır tarlası, tulumba, güneş ısıtmalı tenekeden duş (dedemin icadı), evet bir tanesi de bizimdi: Poyraz pansiyon.

Pansiyonun sahibi biz değildik aslında, bir kediydi: Alaca. İstediği zaman girer çıkar, istediği odada yatar, saksıların içinde uyur -babaannemi sinir eder- ağaçlarda kuş bekler, mutfakta ciğerini bekler.. Asmalardan tırmanıp Tiru'yla (abim) beni uyandırırdı. Kucak kedisi değil, bildiğin Şero modeli, bıçkın dev bir kedi. Calico, yani kedisevenler bilir, genetik disorder bol renkli, beyaz karınlı, yeşil gözlü, dünya güzeli. Calicolar genelde dişi olur ama bu erkekti. Hem de ne yaman erkek; mahallenin efendisi, bazı geceler gelir kaşı kulağı yırtılmış, biz Tiru'yla tedavi ederiz. Bir tek bize kendini sevdirirdi, ha bir de dedeme, dedem cebindeki tarakla onun tüylerini bile tarardı.

Ben her yaz mutlu mesut Alacama kavuşma hayaliyle yeşil Reno arabamızla Marmaris'in yolunu tutmayı beklerken o korkunç karar alındı: Pansiyon yıkılacak yerine otel yapılacaktı. Alaca inşaatta yattı aylarca, ben babamla tam karşısında başka bir evde onu izledim, besledim, kucağımda uyuttum. Bir gece kaldırımda oturuyoruz, annem geldi, 'Kızım napıyorsun hadi gel yat artık.' Yok, o kadar güzel uyuyor ki rahatsız etmek olmaz, bacaklarım uyuşmuş bir halde saatlerce sokağımızda oturduk Alaca'yla. Meğer o bir vedaymış... 

Sonra otel bitti, dedem öldü, ben Alaca'yı aradım bütün mahallede, çağırdım, ağaç tepelerine baktım, bahçelere, bakkala kasaba sordum, 'Merak etme Ayşe buralarda, biz besliyoruz onu' dediler. Ama artık onun bir evi yoktu. Sonunda bir ağacın tepesinde buldum onu, 'Gel Alacam gel' dedim, ağaçtan indi, bacaklarıma süründü, geleneksel seremonisini yaptı, sonra bir bakış attı ve arkasına bakmadan kaçtı gitti. Ben o bakışı hiç unutmadım, unutmam. Benim evimi yıktınız, terk ettin beni bakışıydı o. O da beni terk etti, günlerce aradım sonra, bulamadım.

Hala o mahalleden geçerken etrafıma bakınırım, aynı renkte kediler görürüm bazen, hah Alaca'nın torunu derim, sevmeye yeltenirim, sevdirmez.

Bu gece rüyama girdin Alaca. Ne demek istedin? 




2 Ocak 2023 Pazartesi

benekli

 En kötü yılımız böyle olsun, diyelim, sayfayı çevirelim..

Zuzumu kaybettim, Arlemi.. 

Şimdi onların oturduğu koltukta, tepesinde annemin yemenisi, sokak kedisi Benekli var. Bana arkadaş olmaya geldi, e kendisini az çok ben büyüttüm, hürmette saygıda kusuru yok; hatta fazla zeki -yine- dikkatli, shompili kısacası..

Ancak Japon menşeili mi, bak onu bilmiyoruz.

Nası yani, diyeceksin, sırtında Japon alfabesi ya da figürlerini andıran 'benekler' var. O ismi ona yıllar önce koymamın, onu kısırlaştırmamın, bu hayvanın Zuzu bahçeye gömülürken saf tutmasının, İstanbul dönüşü onu paspasımda bulmamın bir sebebi olmalı! Üstelik Ronin filmini çok seviyor, Hiroyuki Sanada!

Tamaaaam Ayşe kafayı yimiş dedin, karar senin, Arigato!







2 Aralık 2022 Cuma

arlem

 Arlem arlem arlem... 



Annem, ben sana ne desem bilmiyorum; mentor mu desem öğretmen mi yeri geldiğinde sıcacık yuva mı..

Şimdi koltuğunda yazıyorum Marmaris'te. Senin sütlü kahve saatin, ben sade alayım. 

Neyse be arlem yahu, bir paraşüt yapmadığımız kaldı. Ne kediler baktık iyileştirdik..

Zuzu senin kucağındadır, ben de izninle koltuğa başka bir kedi oturtmak istiyorum.




3 Kasım 2022 Perşembe

aşk hakkında bil(me)diğim her şey

 49... oldum, merdiven 50'ye..

Kaçırdık mı bi şeyler? BBC dizisi 'Everything i know about love' beni aydınlattı.

Kızlar! Bunlar Londralı olmalarına rağmen biz o 'yıllarda' hiçbir şey kaçırmamışız! 

Dizi 24'lerinde üç kızın hayatta kalma, aşkı bulma, bol seks yapma, iş arama vs benzer arayışlarını anlatıyor. (Ben Maggie rolündeki Emma Appleton'a bayıldım bu arada 24 saat veririm:)

Seyrederken insan ruhuna iyi gelen İngiliz pop eşliğinde tabii bende de kulakta ziller çaldı: Lan az mı yürüttük birbirimizin jiletini, annemizin makyaj malzemesiyle boyadık kendimizi, secret parti hesabı Paşa'ya filan çıkmalar, sinemadan kim ölmüş nerde parti boylar eyyyy?

Büyüdükçe tabii işin rengi değişti; nerede buluşacaz nerde yatacaz... Seni nasıl öptü, kim önce sevişecek kondom var mı sorusunu geçtik, 'A seni gerçekten seviyo mu' acaba sorusuna.. 

Valla bu konuda 27'de evlendiğim için kızları biraz yanılttım (bir sürü erkeği de!) ama aşk hakkında bildiğim çok şey ver diyebilirim...

Bilmediklerime gelince galiba tanrı kısa kesti. 

Benim beynim küçülüyormuş arkadaşlar. Yazık hayvan tabii onca boşuna çalıştı, bunda bir numara yok dedi, beyincikle işbirliğine gitmiş.. Sonra Ayşe nasıl düşsün, nerede yuvarlansın..

Küçültmeye gitmişler zar, ha bi de tavır koymuşlar daha da büyümeyiz diye..

Ulan karaciğere büyüme diye bağırıyoz adaletin bu mu ....

O yüzden Ayşe'nin hayatı kısıt şu ara.. Dostlar üstünüze alınmayınız.


https://www.youtube.com/watch?v=sXShEg2bbBQ










5 Şubat 2022 Cumartesi

melekmiş

'' ah beee zuzucuk..bu nasıl bir şaka anlamadık.meleklerin yanında olsun ve tüm meleklerine selamımız olsun.üzüldük eibet lakin yapacak bir şey yok olmak ve ölmek süreci yaşam  buraya kadarmış ..yolun açık olsun zuzucum.ugh..''

Bu anlayacağınız gibi levent hoca'nın taziye mesajı..

ama ben başka bişeyden bahsedeceğim: Ofelya'yı oynamıştım lisedeyken Shakespeare's Women'de.

Çiçekler dağiıtırdı eteklerinden, one for pansies, one for daisies.. 

Zuzu'yu öyle uğurlamaktı isteğim.. 

Ofelya'nın kaderi değişmiyormuş..